Mithatpaşa Cad. No:66/6 Tel: 0312-419 38 65 Fax: 0312-419 76 25
Madeni,kullanılabilir bir araca veya bir süs objesine dönüştürürken ondan estetik bir güzellik yaratmak çok eski tarihlerden beri önemli bir uğraştır. Kurganlardan çıkan eserlerdeki madene işlenmiş figürler oldukça ilginçtir. Bu eserlerde altın, gümüş, demir ve diğer madenler çok değişik alanlarda değişik şekiller verilerek işlenmiştir. Ahşap üzerirıe altın kaplama Hun kültürüne has bir özelliktir. Eserlerin altınla kaplanması geleneği Göktürklerde de devam etmiştir. Orta Asya'dan Macaristan'a kadar uzanan bir hat üzerinde son zamanlara kadar devam eden bu geleneğin etkisi, Kırgız, Kazak ve Türkmen topluluklarının çeşitli maderılerin üzerine altın bezemeler işleme sanatında görülür. Altın yalatma da denilen bu teknik günümüze kadar gelmiştir. Altın yalatma daha çok tombak adını alan, altınla kaplanmış şamdan, tepsi, sahan ve gülebdan gibi günlük kullanım eşyalarına uygulanır. İşletmeye açılan madenler içinde önce bakır, altın ve gümüş yanında bir alaşım olan pirinç ön plana çıktı. Bakır savaş sanayinin, darphanenin ve günlük ihtiyaçların zorlamasıyla ön planda kaldı. Maden sanatının bolca ürettiği en önemli eşyalardan biri buhurdandır. Gövdeleri soğan, kapaklan kubbe biçiminde olan bazen üç ayaklı tablaya bazen de bir ayaklık üstüne oturan buhurdanlar, döküm tekniğiyle gümüşten veya tombaklanmış bakırdan yapılmıştır. Buhurdanları desenlendirmede ajur ve kazıma teknikleri, girift, rumi ve bitkisel kıvrımlar en çok kullanılan teknik ve desenlerdir. Maden atölyelerinin ince sanat anlayışının varlığına günümüze kalan değişik formlardaki binlerce eser tanıklık etmektedir.