Mithatpaşa Cad. No:66/6 Tel: 0312-419 38 65 Fax: 0312-419 76 25
Her ölçekte mekan için kullandığımız kapı büyüklüğüne göre isim alır. Kale kapısı, Şehir kapısı Kervansaray kapısı, ev kapısı vb. şekilde devam eder gider. Ayrıca bunlar yapıldıkları malzeme ile de nitelendirilirler: Tahta kapı, taş kapı mermer kapı vb. Kapıların en büyükleri ve en önemlileri şüphesiz ki şehir kapılarıdır. Tarihin ilk çağlarından beri şehir kapılarına çok önem verilmiş ve her iki tarafı kuleli kapılar yapılmıştır. Boğazköydeki Hitit sur kapıları mimarilerinin yanı sıra güçlü savunma düzenleriyle dikkati çeker (Sfenksli kapı, Aslanlı kapı vb.) Bu kapılar surlardan daha yüksek olarak yapılmıştır. İç ve dış cepheleri tek parça taştan yapılmış kemerli girişlerden oluşur. Dışa bakan kemerli geçit biraz içeri alınarak savunma güçlendirilmiştir. Geç Hitit kentlerinin surlarında çift kapılı anıtsal girişler vardır. İki yüksek kule arasında dar bir odadan oluşan kapıların yanında ana kapıdan sonra enine yerleştirilmiş bir odadan meydana gelen örnekleri de vardır. Kent kapıları genellikle anıtsal kapılardır. Kapılar sur duvarına göre çıkıntı yapan iç avlulu burç biçimindedir. İç avlunun ön ve arka tarafında savunma amaçlı kullanılan daha küçük avlular bulunurdu. Giriş dehlizleri koruyucu cin kabartmaları, insan başlı, kanatlı boğa figürleriyle süslenirdi. Hititler kentlerin girişine oymalı kabartmalarla süslü anıtsal kapılar inşa etmişlerdi. (Alacahöyük' teki sfenksli kapı vb.)
Orta çağda da müstahkem kentlerin kapıları önemli savunma sistemiyle donatılırdı. Dinsel mimarlıkta ise bir çok oymalı kapı örneği
vardır. Bunlarda genellikle kutsal kitaplardan alınma dinsel motifler bulunur. Önceleri beşik kemerli olan kapılar, sonradan dikdörtgen biçimine ya da kemer taşlarıyla örülmüş hafif kavisli bir yapı şekline dönüştürülmüştür.
Selçuklu döneminde ise anıtsal yapıların cephelerindeki kapılar taç kapılardır. (Divriği Ulu Camii) özellikle camii, medrese, kervansaray vb. yapılarda taç kapılar büyüklükleri ve zengin benzemeleriyle görkemli bir görünüş kazanmışlardır. Anıtsal yapıların kapı kanatları çoğunlukla kündekari (iç içe geçme) tekniğiyle yapılmıştır. Bunlar sağlamlıklarının yanı sıra zengin süslemeleriyle birer sanat eseri niteliğindedir. Havadan etkilenmeyecek şekilde yapılan bu kapılar ince marangozluk ürünleridir. Eski döneme ait bir çok ahşap kapılar etnoğrafya müzelerinde sergilenmektedir. Önceleri tek renkli ahşaptan yapılan kapılar daha sonra değişik renkte tahta, kemik ve sedefle süslenmiştir.
Konut kapıları ise yalın, alçak ve dardır. Bunlar genellik tek kişinin geçebileceği açıklıktadır.