Vakıf Hakkında
Faruk Erem
Hümanist Dergi
Kültür Zenginliğimiz

İnsan Hakları

Bitimsiz Geceler

Faruk Erem'in Eseri TV Dizisi Oldu

Faaliyetlerimiz

Simge Yapılar

Selçuklu Eserleri

Kaplıcalar

Mimar Sinan

Pan Kek

Arama

Akvaryum

Arka Kapak İçi

Arka Kapak

Ön Kapak İçi


Haberler
Gezelim Tanıyalım
Bize Yazın
Mithatpaşa Cad. No:66/6      Tel: 0312-419 38 65      Fax: 0312-419 76 25
Yavuz Sultan Selim döneminde devşirme olarak İstanbul'a getirilen Sinan önce acemi ocağına sonra yeniçeri ocağına alınır. Osmanlı imparatorluğunun en güçlü çağında yaşayan Mimar Sinan, Hassa mimarları örgütünü düzenleyip yönetmenin yanı sıra gerçekleştirdiği anıtlarla klasik Osmanlı mimar1ığının oluşumunu sağlar. Selim ve Kanuni döneminde katıldığı seferlerde gösterdiği başarılardan ötürü Mimarbaşılığa yükseltilir. Çeşitli kaynaklara göre üç yüz altmışı aşkın yapısı vardır. Sinan'a bağlanan yapıların iki yüz seksen den fazlası İstanbul ve civarı ile Trakya'dadır. Bir kısmı da Balkanlar, Ortadoğu ve Arabistan'dadır.
Kendisinin kalfalık eseri olduğunu belirttiği Süleymaniye Külliyesi, yapılarının yerleştirilişindeki ustalık ve düzenin yanında ekonomik ve kültürel işleviyle de klasik dönemin simgesi olmuştur. Sinan ustalık eseri olarak nitelendirdiği Selimiye Camiinde kubbeyi sekizgen plana oturtma düşüncesini geliştirdi.

Onun denemelerinin sonucu merkezi kubbeli plan Osmanlı mimarlığının ana şeması oldu. Kubbe anıtsal yapıyı biçimlendiren temel öğe durumuna geldi. Selimiye camiinde denediği olabildiğince büyük bir mekanı kubbeyle örtrnek ve üç şerefeli bir minarede her şerefeye birbirini görmeyen ayrı basamaklarla çıkabilmek, onun mühendislik anlayışının çarpıcı örneğidir.

Kayseri'nin Ağırnas köyünde yaşamış olan Mimar Sinan Osmanlı İmparatorluğu'nun bir çok ilinde camii, mescit, medrese, türbe, imaret, su yolları, köprü, kervansaray, mahzen, hamam vb üç yüzden fazla eser vermiştir... Belgelere dayanılarak yapılan araştırmalara göre Sinan 1512 yılında 22 yaşında iken "devşirme" yoluyla Kayseri Ağırnas'tan alınarak İstanbul'a götürülmüştür. "Devşirme" terimi genç yaşta seçilip toplanan gayri Müslim çocuklarının Osmanlı eğitim sisteminden geçtikten sonra devlet hizmetine girmesidir. Sinan İstanbul'da önce marangozluk eğitimi ile işe başlar. 1538 deki Boğdan seferi sırasında Prut nehri üzerine bir köprü kurularak ordunun karşı kıyıya geçmesi gerekmiştir. Bu işle görevlendirilen Sinan köprüyü 13 günde tamamlar. Ahşap inşaatı alanındaki ustalığı göz kamaştıran Sinan'ın bu köprüsü efsane olarak nesilden nesile aktarılacaktır.
Bu durumda yapıların bir bölümü onun denetiminde öğrencileri ya da ona bağlı mimarlar tarafından yapıldığı sanılmaktadır. İstanbul' daki Haseki Külliyesi Baş mimar olarak gerçekleştirdiği ilk eseridir. Beş yıl sonra bitirdiği Şehzade Külliyesini çıraklık dönemi olarak nitelendirir.
Sinan'ın Süleymaniye külliyesinin kuzey doğusunda altı ayak üzerinde sivri kemerlerin taşıdığı bir çatıyla örtülü çevresi açık yalın bir türbesi vardır. Yeryüzünü güzelleştiren, taşı bir hamur gibi yoğurup göğe doğru yükselten büyük usta en büyük eserlerinden birinin yanındaki türbesinde sonsuzluğa ve insanın öylesine geçici bir varlık olduğunu da göstermek istercesine ebedi bir sessizliğe gömülmüştür.


Mimar Sinan’ın Edirne’deki Heykeli