Mithatpaşa Cad. No:66/6 Tel: 0312-419 38 65 Fax: 0312-419 76 25
Çok geniş bir alana yayılan Timurlu sanatında farklı üslupların ve okulların özellikle Semerkand ve Herat gibi bağımsız sanat merkezlerinin varlığı doğaldır. Başta Timur olmak üzere bütün hanedan bu topraklarda evrensel bir sanat yaratmak arzusundaydı. Bütün dünyayı titreten Timur, fethettiği ülkelerin en ünlü sanatçılarını ve bilim adamlarını Semerkand'a getirerek onlara en iyi imkanları sağlamıştı.
Timurlu mimarisinin temel malzemesi tuğla olduğu için ne yazık ki örneklerin çoğu zamanımıza kadar ulaşamamıştır. Timur ve yakınlarının türbesi olan Gur-Emir, Timurlu sanatının ve ortaçağ mezar anıtlarının en çarpıcı örneklerinden biridir. Timur dönemi mimarisinin en görkemli eserlerinden biri Semerkad'da mavi ışıltılı kubbesiyle hala zamana meydan okur. Bu yapı geniş bir külliyenin parçası olan ve içinde Timur 'un mezarını da barındıran Gur- Emir'dir. Külliyenin anıtsal taçkapısı daha sonra tadilat sırasında eklenmiştir. Merkezindeki kare planlı büyük iç avlunun karşılıklı iki kenarında medrese ve hankâh, üçüncü kenarında ve külliyenin en merkezi yerinde türbe yer alır. Dışarıdan sekizgen içinden kare planlı olan türbenin üstü çift kubbeyle örtülüdür. Soğan biçimindeki yivli dış kubbe ve bunu taşıyan silindir biçimindeki yüksek kasnak yapının en göz alıcı bölümüdür. Lacivert baklava motifi firuze çinilerle kaplı olan kubbenin kasnağında da sırlı tuğla üstüne kufi bir kuşak gibi dolanır. Timur ve yakınlarının sandukaları binanın altındaki dört kollu plana göre düzenlenmiş ve üstü basık tonozla örtülmüş mumyalık bölümündedir.
Timurlu sülalesinin sanat anlayışını en iyi yansıtan alan mimaridir. Bütün mimarlık eserleri sülalenin gücünü, zaferlerini,sanat zevkini ve kişiliğini vurgulamak için yapılmış birer anıt niteliği taşır. Bu amaçla mimari tasarımda Orta Asya ve İran sanatından çok yaratıcı biçimde yararlanılmıştır. Büyük önem verilen görsel etki Timurlu mimarisinin odak noktası olan kubbede yoğunlaşır: Yüksek kasnaklar üzerine oturtulmuş soğan biçimi dış kubbeler ve bu kubbeleri bezeyen genellikle firuze renkli mozaik çiniler Timurlularda neredeyse bir tutkuya dönüşmüştür. Bu görsel ihtişam yapıların anıtsal boyutlarıyla da tam bir uyum içindedir. Hemen her yapı, bütün mimarı biçimleri içeren çok amaçlı birer külliye biçiminde tasarlanmıştır.. Timurlu mimarisi her şeyden önce bir külliye mimarisi olarak nitelendirilebilir. Bütün külliyeler Timur'un soyundan olanların veya sülalece değer verilen kişilerin türbelerinin çevresinde kurulmuştur. Bütün Timurlu yapılarında çarpıcı bir etki yaratan anıtsal taçkapılar, Timurluların gerek çağdaşlarına gerek zamana karşı meydan okuyuşlarının adeta simgesi olmuştur.
rta Asya'dan batıya göç eden Türkler sanatlarını Anadolu çevresindeki kültürlerden esinlenerek yeniden şekillendirirken Orta Asya' da kalan Türkler bu bölgede gücün ve ihtişamın simgesi olan farklı bir sanat anlayışı yarattılar. 14. Yüzyılın sonlarından 16. Yüzyılın başlarına kadar özellikle Orta Asya ve İran çevresinde gelişen bu sanat Timur'un ve onun soyundan gelen hükümdarların damgasını taşıyan "Timurlu Sanatı" dır. Çok başarılı askerler, büyük sanatçılar ve bilim adamları yetiştiren bu sülale her zaman sanatın koruyucusu olmuş devletin gücünü zenginliğini ve Timurlu ruhunu anıtsal eserlerle ölümsüzleştirmeyi ilke edinmiştir. Timurluların bütün sanat dalları içinde en çok mimariye ağırlık vermesi bu kaygı ile açıklanabilir. Timurlu sanatının yayıldığı alan Özellikle Orta Asya'nın batısı, İran ve Afganistan'ı kapsar. Dönemin en gösterişli mimarlık eserleri bu bölgede özellikle Timur'un başkenti Semerkand ile oğlu Şahruh Mirza'nın başkenti Herat'ta yoğunlaşmıştır.