Resmî kılık (cübbe kavramı):
Hâkim, savcı, avukat belli bir giysi içinde görev yaparlar. Giysi görevin gerektirdiği vakarı somutlaştırır. Giysi ortaçağın meslek loncasına mensup olmanın işareti gibi bir şey sayılmamalıdır. Giyside "meslek ahlâkı" na bağlılık taahhüdünden gayrı eşitliği kabul anlamı da vardır. Çünkü eşitlik, meslek dışı değerlerin fark yaratamayacağı iddiasını taşır. Hâkim, savcı, avukat cübbelerinin ortak rengi siyahtır.
Eşitlik, tek biçimliliği de gerektirir. Tek biçimlilik kavramı "adlî usuller"de de kendini gösterir. Duruşmada hâkimlerin, savcıların, avukatların davranışları, sözleri yazıları belli bir ölçü kazanmıştır. Alışılmamış sözler, yazılar "iddialı davranışlar" meslek vakarına uygun değildir. (1)
Fransa'da yeni Avukatlık Kanunu Mecliste görüşülürken "cübbe"nin çağını doldurduğu, terk edilmesi gerektiği önerildi. Bir milletvekili avukat, Paris Barosunun ünlü başkanlarından Carpentiers ile ilgili şu anısını belirtti : "Bir gün vestiyerden cübbemi alıp giydim, koşarak duruşmaya yetişmek istiyordum. Vakarlı yürüyüşü, bembeyaz sakalı ile Başkan Carpantiers'e rastladım. Kendisi aynı zamanda 1914 dünya harbinin kahramanlarındandı. Kenara çekilip hürmetle eğildim. Durdu "hayır, dostum dedi. Böyle davranmayınız, üstünüzde cübbeniz var". Fransız parlementosu cübbenin muhafazasına karar verdi.(2)
Resmî kılık kavramının dayanağı :
Cübbenin anlamı şudur :
a) Görev tekeli : Resmî kılık Adalet görevinin simgesidir.
b) Görev ayrılığı : Adalet huzurunda "görev karışıklığı" sakıncalıdır. İtham makamı ile savunma makamının ve karar makamının ayrı olduğu açıkca görünür olmalıdır. Üç kılık ayrılığının bundan gayrı nedeni yoktur.
Giysiler, her üç makamın, kanunlara ve meslek kurallarına bağlılık içinde görevli tutulduklarının âlâmetidir. Bu itibarla avukatlık cübbesinin ardındaki anlam tüm meslek törelerine bağlılık ve bunun sonucu olan sorumluluktur.
Bununla beraber bazı memleketlerde (örneğin bk. Belçika Mahkemeler Kuruluş K. m. 439) Yargıtay ve Danıştay'da avukatlık yapabilmek ayrı hükümlere bağlanmış, yüksek mahkemelerde avukatlık yapabilmek için bazı koşullar öngörülmüştür.
Paris Barosu avukatları, herminden bir omuzluğu (Omuzdan sarkan genişçe bir atkı) merasimlerde ve ceza dâvalarında cübbelerinin üstünde taşımaktadırlar. Fakat bu atkı üzerinde herhangi bir farklılık işareti (mesalâ hukuk doktorluğu işareti) bulunamaz. Savunurken herkes eşittir.
"Resmî kılık", avukatın diğer görevlilere nazaran düşük dereceli olduğunu göstermek anlamına gelmez Örneğin avukat, hâkime kıyasla, bir "ast" değildir. Cübbenin bir madünluk âlâmeti sayılması doğru olmaz. Aksi takdirde "bağımsızlık" kuralını koyan bir kanunun (AK. 1), "avukatlık kılığı"nı zorunlu kılması (A.K. 94) çelişmeli olurdu.
c) Bağımsızlık : Konu avukatın kendi davasında cübbe giyip giyemiyeceği sorusuna ilişkin olunca tereddüt etmemek mümkün değildir.
Hukuk dâvasında avukatın tek başına âsaleten, başkaları adına vekâleten aynı davada bulunması mümkündür. Genellikle hukuk dâvasında cübbe giyilmesi sakıncalı görülmemektedir.