| | |
Birinci Dünya savaşının ilk senelerinde suçlulukta bir azalma görülmüştür. Bunun sebebi belki de fertlerin belirli ve müşterek bir gayeye doğru fikren yönelmiş olmalarıdır. Kişisel isteklerin Milli birlik karşısında zayıflaması suçun azalmasını izah edebilir, bir durumdur. Bundan başka en faal yaşta olanların askere alınmasının tesiri vardır. İş sahasının genişlemesi (yalnız askere alınma değil) sivil halkın da bir disipline tabi tutulması önleyici sebeplerdendir. Bundan başka işsizliğin sebep olduğu suçların savaş ekonomisinde genişleyen iş sahası ile azalacağı da tabiidir. Acaba savaş senelerinde akıl maluliyeti de azalır mı? Bu pek iddia edilemez. Fakat sağlık işlerinin daha ziyade savaş ihtiyaçlarına tahsisi akıl malullerinin muayene ve tesbiti işini ihmal zorunluğunu doğurmuş olabilir.
Fakat savaş uzadıkça başlangıçta azalan suçların yavaş yavaş arttığı görülmektedir. Bunun sebebi savaşın uzaması ile o memleketin ekonomik durumunun bozulmağa başlamış olmasıdır.
Özellikle yağma, gıda karnelerinde sahtekarlık suçları, rüşver gibi gibi suçlarda bu artış daha süratlidir. Bundan başka ailenin zayıflamasının etkileri de belirli suçlarda özellikle gözlenir. Aile reisinin uzun müddet ailesinden uzak kalması dönüp dönmeyeceğinin şüpheli oluşu aile müessesesi ile ilgili suçları arttırabilir.
Savaşı takip eden yıllarda ise suçlulukta artış devam eder. Bu artış galip-mağlup devlet farkına bağlı değildir. Terhis, cepheden dönüş her zaman eski işin de geri verilmesini temin etmemektedir. Çünkü savaş yıllarında askeri hizmet, el yatkınlığını gidermiştir. Savaş sonu işsizliği, her memlekette sosyal bir mesele olmuştur.
"Savaşlarda belirtilerin organik nedenlerden değil, savaşın verdiği yorgunluktan ve uzun süreli ölüm ve sakat kalma korkuları sonucu ortaya çıktığı anlaşılmıştır. "Savaş nevrozu" da denilen bu durumun nedenlerinin anlaşılmış olması gerekli önlemlerin saptanabilmesini de kolaylaştırmıştır."
|
|
|
| | | ||
|