Altıncı yılımıza başlarken çıkardığımız bahar sayımızın konularına geçmeden önce hepinizi sevgi ile selamlıyorum. Bu sayımızda da her zaman olduğu gibi geçen sezon süresince yaptığımız sanat ve kültür faaliyetlerimizden bahsetmeyi ihmal etmedik. İlk çağlardan bugüne insanların evlerini ve kendilerini süslemede kullandıkları bazı değerli eşyalarla ilgili bilgilerin yer aldığı bu sayımızda oldukça ilginizi çekeceğini tahmin ettiğimiz yazılar bulacaksınız.

İnsanlar yaşadıkları her dönemde evlerini, çadırlarını ve barındıkları her yeri hiç bir zaman yalın olarak kullanmamışlar, dönemin imkanlarına göre hem ihtiyaç nedeni hem de süs amacı ile çeşitli eşyalarla süslemişlerdir. Bunların en önde gelenlerinden biri yaygı ya da halı diyebileceğimiz yer örtüleridir. Evleri daha korunaklı kılmak ve betonun soğukluğundan kurtulmak amacıyla yere serilen halılar duvarlara süs eşyası olarak asılabildiği gibi üzerine oturduğumuz kanepe ve sedirlerin üzerine de serilmektedir. Sıcak tutması açısından yer halılarının genellikle yün olmasına karşın duvar halıları ipektir. Değişik teknik ve desende yapılan bu halıların her biri bir tablo görünümünde olup aynı zamanda süs eşyası niteliği taşır. Yapıldığı dönemin özelliklerini yansıtan desenler ve şekiller bizlere halı ve yaygılarda gözlenen değişim ve gelişimi göstermektedir.

Değişik zamanlarda elde edilen arkeolojik buluntulardan kadınların her dönemde çeşitli takılar kullandıkları, evlerini de değişik eşyalarla süsledikleri gözlenmektedir. Çevremizi güzelleştiren, üzerimize taktığımızda bize kendimizi iyi hissettiren bu takı ve süs eşyalarının yapıldığı madenler, mineraller ve taşlar dünyanın çeşitli yerlerinden çok yorucu çalışmalar sonucu elde edilmekte, kullanım aşamasına kadar bir dizi işlemden geçirilmektedir. Her türlü ihtiyacımızı gideren doğanın bize sunduğu imkanların kıymetini bilmeli ve dünyamızı gelecek kuşakların da kullanabilmesi için korumalıyız.

Nevin EREM