Cumhuriyetin ilk yıllarında daha karayollarının yeterince gelişmediği dönemde şehirlerarası hatta Ülkelerarası yolculuk trenlerle yapılırdı. Cumhuriyetle birlikte yapımına hız verilen demiryolları yurdun çeşitli bölgelerini birbirine bağlarken en çok kullanılan ulaşım sistemi olmuştur. Hem yolcu hem yük taşımacılığında kullanılan trenler büyük gelişme göstermiş, başlangıçta kömürlü ve daha sonra buharlı lokomotiflerle çalışırken bilahare motorlu trenler bunların yerini almıştır. Kara tren türküsünün söylendiği yıllarda siyah olan vagonlar ise yerini renklilere, ahşap olanlar da çelikten yapılanlara bırakmıştır. Romantik seyahatlerin yapıldığı lüks trenler romanlara bile konu olmuştur. Bunların içinde herkesin bildiği "Orient ekspresi" batıdan doğuya kalkan en lüks ve en uzun yol kateden trendir. Gerek pulman, gerekse yataklı vagonlarla seyahat, oldukça rahat ve keyiflidir.
Yolcuların rahatlıkla dolaşabildiği uzun koridorlar, yemeklerini seçerek yiyebildikleri yemekli vagonlar, bir otel odasını aratmayan yataklı vagonlar, tren yolculuğunu zevkli kılan unsurlardan sadece birkaçıdır. Ayrıca tren güzergâhı üzerinde bulunan muhteşem tabiat yolculuğun zevkini ikiye katlamaktadır. Durum böyle iken yapımı kolay ve ucuz olan karayolları taşımacılığının rekabete girmesiyle demiryolları yapımı 1950'lerden sonra durmuştur. Karayollarının her bölgeye ulaşması, süratli olması ve her saat başı sefer yapması gibi nedenler tercih sebebi olmuştur.
   
Bütün dünyada demiryolları karayoluyla beraber aynı ölçüde kullanılırken bizde demiryolu taşımacılığı oldukça gerilemiştir. Yeni rayların döşenmemesi, eskilerin bakımsız kalması, bu sektörü olumsuz etkilemiştir. Son zamanlarda hızlı tren denemeleri ve trafik kazaları açısından demiryollarının daha güvenli olması trene olan ilgiyi biraz artırmışsa da diğer ülkelerdekilerle ölçülecek boyutta değildir. Nostaljik yolculuk yapmak isteyenler, tarihi istasyonlarda yolcularını uğurlamayı tercih edenler ile karayoluna nisbetle bileti daha ucuz almayı arzu edenlerin sayısı az değildir.