Kıymetli eşyaların, antikaların ve mücevherlerin alınıp satıldığı
Bedestenler; bölgenin yöresel ve antik alışveriş merkezleridir. Anadolu'da ve Anadolu dışındaki Osmanlı topraklarında kapalı çarşıların özünü -yangından korunması için- taştan yapılan bedestenler oluşturur. Genellikle dükkanlar bedestenlerin dış tarafında bulunur. İç tarafta ise ayakların üzerine oturan kubbeli bir bölüm yer alır.
   
Eski bedestenler, taş yapılı dört tarafı demir kapılı gece bekçilerinin bulunduğu güvenli yerlerdi. Bu özellikleri nedeniyle buralarda şimdiki banka kasaları gibi kiralık dolap, kasa ve eşya ambarları bulunurdu. Osmanlı döneminde zenginler kıymetli mallarını mücevherlerini burada da saklarlardı. Bedestende unutulan mallar yada mirasçısı çıkmayan emanetler devlete kalır ve bunlar hayır işlerinde kullanılırdı.
   
Yeni dönem bedestenler ise sadece antik eşyaların satıldığı alışveriş merkezleri şeklinde olup emanet eşyaların saklandığı yer olma niteliğini kaybetmişlerdir, çünkü bankalar her türlü güvenliği sağlayan nitelikleri dolayısıyla onların yerine almışlardır.
   
Anadolu'nun pek çok kentinde halen antika ve kıymetli eşya satan bedestenler mevcuttur. Genellikle şehrin eski ve tarihi bölümünde yer alan bu çarşılarda otantik kıyafetler, ipekler, kilimler ve halı gibi yöresel eşyalar satılmaktadır. Bunların en tipik örneğini Şanlıurfa'daki tarihi Gümrük han etrafındaki bedestenlerde görmekteyiz. Şimdilerde çayhane olarak kullanılan Gümrük han avlusunun etrafında birbirine paralel şekilde kapalı alışveriş merkezleri bulunmaktadır. Bu çarşılardan Sipahi pazarında, halı, kilim, kürk ve heybe, Keçeci pazarında keçe, Hüseyniye çarşılarında bakır işleri, Pamukçu pazarında ve Yıldız meydanı civarındaki kuyumcularda altın ve gümüş takılar satılmaktadır.
|