FARUK EREM'in Adalet Psikolojisi Kitabından
Krtschmer bütün insanların ruh bakımından iki büyük gruba ayrılabileceğini bildirmektedir. Bu iki gurup birbirine tamamen zıttır. Birinci gurup insanlar, kendi içine kapalı, soğuk, hisleri dışardan asla belli olmayan, hisli veya hisssiz, zeki veya az zeki oldukları keşfedilmeyen, çevrenin heyecanına daima kayıtsız kalan kimselerdir. Sadece kendi ruh alemleri içinde yaşarlar. Diğer gurup ise başkasının kaderini ve zevkini paylaşabilen keder ile neşe arasında daima değişebilen, etrafındakilere sempati duyabilen kimselerdir.
Bu iki gurup karakterdeki kimselerin ruhi durumları derece derece yoğunluk arzedebilir.
Kendi içine kapalı tipin özellikleri, normal insan hududunun biraz ötesine doğru giderse Kretschmer'in "Şizait" ismini verdiği tip hasıl olur, bu patolojik bir karakterdir. Normal kapalı tiplerden anormale doğru giden sahada yer alanların içinde bulundukları durumun adı da "Schizophrenie"dir. Açılabilen tiplerin özelliklerini artırarak düşünürsek, yani kedere, endişeye ve bunların daha yoğun, daha uzun süren hallerine doğru gidersek "Zikloit"lerin grubuna ulaşırız.
a)Zikloit karakterler: Bu sınıfa dahil kimselerde topluluğu sevme, güleryüz, hoşsohbet, her şeyi ağır alma ve gayet çabuk kızma halleri gözükür. Başkalarına fenalık etmek istemezler. Çok çabuk kızmalarına karşı çabuk sakinleşirler. Ruh durumlarının en bariz özelliği topluluğa olan ihtiyaçlarıdır. Düşündüklerini açıktan açığa söylemek içlerini dökmek, doyarcasına gülmek ve ağlamak ihtiyacındadırlar. Toplumdan uzak kalmak onlarda buhranlar doğurabilir. Bunlara "hücre hapsi"ne en az tahamüllü olan kimselerdir. Bu tipler kendi içlerine kapanamazlar. Çevrenin neşe ve düşüncelerine uyarlar. Toplulukta birlikte harekete geçer ve herkesle bir olurlar. Bu ana tipin birçok çeşitleri vardır: Taşkın ve hafif meşrep hipomani tipler, sessizce eğlenen tipler, her şeyi keder konusu yapan hisli tipler.
b) Şizoit tipler: Bunların dış ruh yapısı sadedir. Duyuş tarzları gayet basittir. Genel özellikleri büyük ruh değişmesi göstermemektedir. Fakat bunların ruh yapısının bir sathı bir de derinliği vardır. Satıh, kesin, alay eden, alaycı veya sessiz veya sıkılgandır. Fakat sathın altında bir de derinlik vardır. Bu derinlik bir hiç olabilir. Boş bir çukur hiçliği, fakat bazen bu çukur feci hislerle dolu olabilir. Kretschmer şu hadiseyi anlatıyor: "Öyle şizoit insanlar vardır ki on sene beraber yaşadığımız halde yine emin olarak tanıyoruz diyemeyiz. Kuzu gibi sessiz, ürkek bir kız aylardan beri şehirde çalışıyor, gayet sakin ve yumuşaktır, herkese itaat ediyor. Bir sabah hizmet ettiği evin üç çocuğunu öldürmüş ve ev alevler içindedir. Kız deli değildir, her şeyi biliyor yalnız yaptıklarına itiraz ederken anlaşılmaz bir şekilde gülümsüyor."
Şizoitlerin çok özel nitelik arzeden bir türü de mahcup ve hayalperest olan şizoitlerdir. Bunlar arasında kitapları ve tabiatı sevenlere özellikle rastlanır. İnsanlardan kaçtıkları için kendilerine ıztırap vermeyen ve sakin olan her şeye karşı gösterdikleri derin ilgi bu sevginin sebebini teşkil eder. Bunlar arasında koleksiyon meraklısı da boldur.
Şizoitlerin çok özel nitelik arzeden bir türü de kaba ruhlu olanlarıdır. Bunların çehreleri daima asık, küskündür. Havasız ışıksız dar bir mahalde ömürlerinin önemli bir kısmını araştırmalarla geçirirler. Büyük bir inatla kendi buldukları bir fikir üzerinde yürürler. Bunların arasında günün birinde hücresinden çıkarak ortaya peygamberlik, şeyhlik iddiasıyla atılanlar ve bir tarikat kurmak isteyenlere raslanmıştır. Bunlar özellikle "tekke ve zaviyelerle türbelerin şeddine ve türbedarlıklar ile bir takım unnvanların men ve lağvına" dair olan kanunda gösterilen suçları işlerler. Şizoitlerin diğer bir kısmı da meslek icabı, sosyal hadiselere karışmak mecburiyetinde kalınca, içinde bulundukları insan topluluğu ile ruhi bir münasebet tesis etmeksizin yüzeysel bir bağlılık içinde yaşarlar. Çevreye uyum sağlamış gibi görünmelerine rağmen, duymayan, hissetmeyen, ilgisiz, yahut uyuşuk veya alaycı tabiatlıdırlar.
Krestschmer beden ve karakter tiplerini en genel hatları ile ayırdıktan sonra beden yapısı ile karakter tipleri arasında bir ilginin mevcut olduğu neticesine varmıştır.
Genel tasnifler arasında en fazla ilgi uyandırmış olanı Kretschmer'in tasnifleridir. Bununla beraber özellikle Fransız yazarlarının Beden yapısı hakkında "Dimağı" (Cerebral), "Teneffüsisi" (Respiratoire), "Adali" (Muscullaire), "Hazmi" (Digestif) tipler tasnifine de rastlanmaktadır.
Cerebrotonie daha ziyade Cheldonun tesbit ettiği bir tiptir. Bu karakterde olan şahıslarda, ruhi çekimserlik, dış dünyadan kaçış (sociophobies), nazarı dikkati celbetmemek isteği, yavaş tepki, çok defa rahat olmayan uyku, çocuksu bir görünüş, yalnız kalma arzusu görülür. Fransız doktrininde "type cerebral" kavramı aynı anlama gelir.
|