|
|
|
Masalımız aynen diğer masallarda olduğu gibi bir varmış bir yokmuş diyerek başlasa da hikayemiz tamamen gerçektir.
Arkadaşları arasında bir hayli popüler olan genç delikanlı evlenme çağı geldiğinde annesi tarafından görücü usulü ile evlendirilecektir. O dönemlerde evlenilecek kızı kayınvalide seçer, delikanlı kızı düğün sonrasına kadar hiçbir şekilde göremezmiş. Bizim hikayemizde de aynen böyle olmuş delikanlı evleneceği kızı çok merak etse de ne tören sırasında ne de törenden önce hiçbir şekilde görememiş. Delikanlının arkadaşları da en az onun kadar gelin hanımı merak ediyorlarsa da onların görme şansı hiç yokmuş. Bu durumu çözmeye çalışan delikanlı ve arkadaşları kendilerince bir formül bulmuşlar. Dönem çok eski ışık yok lamba yok el feneri yok elde yakılacak sadece kibrit var. Düğünden sonra odalarına çekilecek delikanlı ile gelinin kalacağı oda köşkün arka bahçesine bakmaktadır. Gençler aralarında anlaşırlar; Düğünden sonra odalarına çekildiklerinde delikanlı gelinin duvağını açıp yüzünü gördükten sonra arka bahçenin kenarında bekleyen arkadaşlarına sonucu bildirecektir. Parola şöyledir: Gelin hanım güzelse ve beğenilirse, delikanlı odanın önündeki küçük balkona çıkacak ve arkadaşları ile anlaştığı gibi bir kibrit yakacak ve bu işaret güzel beğendim anlamına gelecektir. Nikah kıyılıp düğün yapıldıktan sonra geç saatlerde arkadaşları bahçeye, odanın balkonuna bakan bölüme dizilmişler işareti beklemekte imişler, bir süre sonra balkonun kapısı açılmış ve dışarı çıkan delikanlı arkadaşlarına bekledikleri işareti bir kutu kibritin hepsini yakarak vermiş. Çok beğendim.
Bu sevimli hikayenin kahramanları sevgili hocamızın anne ve babasıdır.
Bu hikaye Hocamız Faruk EREM’in kız kardeşi Ferzane TUNALIGİL’in sohbet sırasında ki anlatımına dayanarak hazırlanmıştır.
|
| |
|
|