Faruk Erem'in Adalet Psikolojisi Kitabından:
İHTİRASLAR (TUTKULAR)
51. İhtiras ve mahiyeti:
Fikri sahada "sabit fikir"ne ise psikolojik sahada "ihtiras" odur. İhtiras dış dünyanın yalnız belirli bir
noktasını aydınlatan ve diğer sahalarını karanlıkta bırakan, ruhi melekelerin belirli bir yönden ayrılmasına engel olan bir haldir.
a) İhtirasın tesirleri:
İhtiras, şahıs ile dış dünya arasındaki bağlantıyı bozan bir unsurdur. Algılar şahsa yanlış veya diğer unsurlardan arınmış olarak ulaşır.
İhtiras kişiliği değiştirir, tanınmaz hale getirir.
İhtirasta devamlılık hakimdir. Heyecanda geçicilik, ihtirasta devamlılık, bunları birbirinden ayırtetmeye yarar.
İhtiras şiddetinin daima heyecan şiddetine üstün olduğu söylenemez. "Tehevvüren katil" ile "teammüden katil" suçlarında faillerin psikolojisinde görülen
şiddet farkı buna örnektir. İhtirasta müzminleşme hali gorülür. Konusu aynı olan bir heyecan ile ihtirasın birlikte bulunması imkansızdır.
b) İhtirasın neticeleri :
İhtirasta bütün psikolojik hayatı kaplama hali gözükür. Bu yayılma ve hakim olma eğilimi ihtirasın "genişlik şiddetini" teşkil eder.
Bu sebeple "alkolizm, hasislik, mevki hırsı, annelik aşkı, her zaman ihtiras değildir. Fakat ne zaman bir ferdin bütün enerjisi yalnız bu gayeye
sarfedililirse o zaman ihtiras olurlar. Muhteris olan artık muhteris olduğu şey için yaşamağa başlar".
Genellikle ihtiras eğilimlerden doğar, fakat ihtiras ile eğilim farklı ruh hadiseleridir, bu fark "mahiyet farkı olmayıp, derece farkıdır".
O halde ihtiras üstün ve diğerlerini kendine çeken bir eğilimdir.
Her şahısta her ihtiras mevcut olamaz. İhtiras elverişli bir ruhi zemin bulmadıkça ortaya çıkamaz.
Bu sebeple tekerrür eden hadiseler bir ihtirastan ziyade alışkanlık meydana getirirler.
Bu sebeple ihtiras ile doğuştan gelen ruhi ve bedeni kabiliyetler arasında baglantı mevcuttur.
O halde ihtirasın doğuşu "istidat"a ihtiyaç gösterir. İhtirasın teşekkülünde doğuştan gelen unsurlara
daha fazla yer veren yazarlara rastlanır. Bir yazara göre bu manaya gelmek üzere "insan muhteris doğar".
İhtiras muhakemeye tesir eder, akli faaliyet ve ihtiras birlikte bulunurlar, fakat ihtiras akla üstün gelir ve onu idare eder, istediği yönde yürütür ve bundan mantıki olmayan neticeler
yani mantıksız hükümler ortaya çıkar. Bu sebeple keyif verici maddelere karşı olan ihtiras örneğin bunların vücut için faydalı olduğu yolunda bir netice çıkarmağa şahsı mecbur eder ve şahıs buna
samimi olarak inanmağa başlar, Çünkü normal muhakemedeki tenkid algılamasını ihtiras susturmuştur.
O halde ihtirasta kendini makul ve meşru göstermek isteği vardır.
İhtirasların oluşumunda sosyal, tesirler ihmal edilemez. İhtiras istidadı ancak uygun ortamda netice verebileceğine göre, ihtirasların saklı kalması mümkündür.
"Bu sebeple her toplumun her sosyal zümrenin ayrı ayrı ihtirasları vardır".
c)İhtirasın çeşitleri :
İhtirasların çeşitleri pek çoktur. Bunlar genellikle iki kategoride toplanabilir: Uzvi ihtiraslar, zihni ihtiraslar.
Bu sınıflandırma ihtirasların kaynaklarına göre yapılan bir sınıflandırmadır.
Çünkü bütün ihtiraslar psikolojik bir vakıadan başka birşey değildir.
Diğer taraftan ihtirasların uzvi ve zihni olarak ikiye ayrımında mutlak bir ayrılık aramak doğru değildir.
Uzvi ihtirasın zihni özellikler arzetmesi mümkündür: Sevgi ihtirası gibi. Tamamıyla zihni gibi görülen ihtirasların da uzvi tepkilerle karışması mümkündür.
52. Sevgi ihtirası :
Sevgi ihtirası bir obsesyon halinde şahsa hakim olan bir ihtirastır. Obsesyon bilinç sahasını, daraltır ve bu hadise sevginin esas karakteri olan "sahiplenme" halini izah eder.
Sevgi ihtirasının patolojik bir hal olup olmadığı psikologlar arasında münakaşa edilmiştir.
Bu münakaşanın sevgi ihtirası içinde bulunan suçlular hakkında "akıl maluliyeti" hükümlerinin tatbik edilip edilmeyeceği bakımından önemlidir.
Genellikle sevgi ihtirasının patolojik bir hal olmadığı ve fakat özel ve belirli bir psikolojik durum ifade ettiği fikri kabul edilmektedir.
Bu sebeple nasıl "gebelik" bir hastalık değil, fakat belirli ve özel vasıfları olan fizyolojik bir hal ise, sevgi ihtirası da bir hastalık değil, belirli ve özel vasıflı bir psikolojik haldir.
Sevgi ve ihtiras suç sahasına, "sahiplenme" hassasının doğurduğu "kıskançlık" sebebiyle geçer.
Kıskançlık şüphe doğurur, aşındırıcı kimyasal, bir madde gibi şahsiyeti kemirir, onun büyük bir kısmını değiştirir."İhtiraslar"da görülen yanlış muhakeme ve yerme hassasının kayboluşu kıskançlıkta en
açık örneklerini bulur.
Kıskançlık içinde bulunan, kimse hadiseleri yanlış değil, doğru olarak algılar. Fakat bunların yorumundan çıkardığı neticeler yanlıştır.
Kıskançlık iftira ve adam öldürme suçlarının saikleri arasında yer alır.
Kıskançlık, adam öldürme vak'alarında genellikle alkol tesiri ile birlikte görülür. Bu gibi hallerde kronik alkolizmi diğerlerinden ayırmak gerekir.
Çünkü kronik alkolizmdeki müzminleşmiş ruhi iktidarsızlık sevgi ihtirasının oluşumuna uygun bir zemin hazırlayamaz.
Kronik alkolizm, diğerlerine yer vermeyen tek bir ihtirastır. Sevgi yüzünden alkole alışanlar ve sevgisini unuttuğu halde alkol içme ihtirasından kendini kurtaramayanlar pek çoktur.
Bu izahlara rağmen alkol ve sevgi ihtirasının birlikte etkilediği hadiselerin az olduğu iddia edilemez.
Sevginin ceza mes'uliyetine etkisini şu şekilde incelemek mümkündür.
a) Anormal sevgi: Bazıları başkalarının kendilerine aşık olduğuna inanırlar, bunlara "erotoman" denir. Genellikle karşı cinsten bir kimsenin kendine aşık olduğu kanaatindedir,
fakat aynı cinsten bir şahıs hakkında da bu kanaate sahip olanlara raslanmıştır. Bu hale, "erotomanie homosexuelle" denir.
Suçlunun kendine aşık olduğunu zannettiği kimseler genellikle tanınmış kimselerdir, devlet adamları, büyük müzisyenler, meşhur avukatlar vesaire gibi. Bu suretle meydana gelen yanlış düşüncenin kaynağı, tesadüfi bakış veya sıradan bir olaydır, yanlış yorum ile erotoman bu neticeye ulaşmıştır.
Bu nevi suçlular kendilerine aşık zannettikleri kimseleri iz'aca başlarlar. Telefonla mektup, çiçek göndermek gibi vasıtalarla hatta mesken masuniyetini ihlal suretiyle suç işlemeğe başlarlar. Kendileri yakalanınca, bütün başına gelenlerin sevgilisine kavuşmasına engel olanların işi olduğunu iddia ederler.
Erotoman olan anormal suçlulardaki kıskançlık özel bir incelemeye ihtiyaç göstermez. Akıl maluliyeti kavramının genel incelemesi bunların psikolojisi hakkında yeterli bilgi vermektedir.
b) Normal sevgi: Sevgi ihtirasının bir kimseyi intihara kadar götürebilecek bir şiddet arzeden bir ihtiras olması düşünülecek olursa bazı hallerde, bu tesiri nazara almamak güçtür.
Hadiselerin özellikleri, suçlunun şahsiyeti, kültürü, düşünceleri ve diğer unsurları tetkik edilerek hüküm vermek yerinde olur.
Bu sebeple sevgi ihtirasının takdiri azaltıcı bir sebep sayılması doğrudur. Yargıtay da bu fikirdedir: "Suçlunun iradesi üzerine etkili, bir sevginin yol açtığı ihtiras saikası ile sevgisini reddeden kadını öldürmesi lehinde cezayı azaltan bir hal ve sebep olarak takdir edilmesi hukuk ve ceza prensiplerine aykırı değildir".
53. Nefret ve intikam ihtirası :
Nefret ihtirası, intikam isteğini doğurması itibariyle suç saikleri arasında yer alır. İntikam isteğinin hiddet heyecanından ileri geldiği ve aralarındaki farkın şiddet farkı olduğu iddia edilmiştir.
Hiddette amaç başkasına azap vermek değildir, halbuki intikamın tek amacı budur.
İntikamda amacın belirli bir şahıs üzerinde toplanması şart değildir. Hedefsiz yani belirli bir şahsa değil, bir topluluğa yöneltilmiş intikamlara, özellikle intikamın ilkel şekillerinde rastlanır. Ceza hukukunun tarihinde yeralan, ayrı klanların mensupları arasındaki intikam şekli bu çeşide girer.
İntikam, psikolojik sahada birbirine zıt iki unsurdan kurulur. Birincisi taarruza sevkeden, ikincisi düşünceye dayanan, hesaplayan, unsurdur.
İhtirasların bazıları sonsuz devam eder. Bazıları da amaca ulaşınca söner, intikam hırsı bu sonunculardandır.
İntikam ihtirası bir çok suç şekillerine girebilir; adam öldürme, müessir fiiI, iftira, kasten yangın çıkarma suçlarına genellikle sık raslanır.
İntikam ihtirası sevki ile işlenen suçların bir şekli de "kan gütme" dir. Kan gütme adetine bir çok memleketlerde raslanır. Groenland sakinleri arasında bir adam öldürülmesi kaatilin, yahut çocuklarının veya yakın akrabalarının birinin öldürülmesini gerektirir. Eğer akrabasından kimse yoksa komşusu öldürülür. Arap memleketlerinin bir kısmında suçlu yerine cezaya çarpılan kimseler yalnız erkek kardeşler, erkek çocuklardır.
Güney slavlarında kan davası önce babanın, erkek kardeşin, reşit olan erkek evladın üzerinde etkisini gösterir. Kaliforniya civarındaki yerlilerin bazılarında bir kaatilden en iyi intikam almanın onun sevdiklerinden birini öldürmek olduğu yolunda bir kural yerleştirmiştir. Arnavutluk'ta, Korsika'da kan davalarına raslanır.
Memleketimizde de kan gütme mevcuttur. Oldukça sınırlı bir sahada görülmektedir. Bu işi alet edilenler genellikle küçüklerdir. Memleketimizde kan gütme adeti ile mücadele özel bir kanuna mevzuu teşkil etmiştir.
|