GEÇMİŞTEKİ KÜLTÜR DEĞERLERİMİZİ BUGÜNE TAŞIYAN MÜZELER VE HAYATIN YANSIMASI TİYATROLAR
Dördüncü yılımızı tamamlarken hazırladığımız sonbahar sayımızın içeriği hakkında sizleri bilgilendirmeden önce hepinizi sevgi ile selamlıyorum. Tempomuzu düşürmeden yaptığımız tüm faaliyetlerimiz ve geçmişe yönelik değerlerimiz sonbahar sayımızın konularını oluşturmaktadır. İnsanlar birey olarak bir ailenin üyesidirler. Kimliklerini, geçmişlerini o aileye dayandırarak kanıtlarlar. Mensup oldugu aile o kişinin yetiştiği şartları ve uyduğu gelenekleri gösterir. Aynı şey toplumlar için de geçerlidir. Her ülke geçmişini kendi tarihine dayandırır. Millet olarak uyduğu gelenekler, adetler, inançlar o toplumun kimliğini oluşturur. Eski dönemlerden günümüze kalan kültür değerleri, tarihsel aşamaları göstermesi bakımından
önemlidir. Her ülke kendi kültürünü ve yaşam koşullarını gösteren belge ve buluntuları sahiplenir ve onlan titizlikle korur. Eski eser, belge döküman ve eşyaların sergilendiği müzeler geçmişten geleceğe bir köprüdür. Tarihi eser kaçakçılığının ağır bir suç olması, çalınan ya da götürülmüş olan buluntuların geri alınması konusundaki yoğun çabalar konuya verilen önemi kanıtlamaktadır. Arkeolojik kazılar sonucunda hemen hemen her şehirde bulunan antik tiyatrolar ise tiyatronun en eski yerleşik kurumlardan biri olduğunu göstermektedir. Bunun nedeni, tiyatronun hayatın bir yansıması olması, günlük olayları sahneye taşırken insanlara, olayın içinde iken farkemedikleri pek çok konuyu seyrederken göstermesi daha da önemlisi tiyatronun herkesin gidebildiği geniş katılımlı bir sosyal kurum olmasıdır.
Bize tarihi değerlerimizi aşamalı olarak gösteren müzelerimizi daha sık ziyaret etmek ve günlük hatalarımızı objektif olarak görmemizi sağlayan tiyatrolarımıza daha fazla zaman ayırmak sanırım hiç birimiz için zor olmayacaktır.
Nevin EREM
|