Vakıf Hakkında
Faruk Erem
Hümanist Dergi
Merak- Nevin Erem
Ceza Yargılaması
Faruk Erem'in Gazete Arşivinden
Son (Şiir)
Faaliyetlerimiz
Kutuplarda Yaşam
Yalan
Dağlar
Kanyon
Köfte
Beyin Jimnastiği
Merak (Şiir)

Deniz Feneri (Bir Fotoğraf)
Santa Clauze

Haberler
Gezelim-Görelim
Bize Yazın


Şahit dışarda meydana gelen olaylar konusunda bildiklerini hakime beyana mecbur olan üçüncü şahıştır.Şahidin ilk vazifesi doğruyu sölemektir.Eğer doğruyu söylemezse veya eksik söylerse şahidin ceza görmesi gerekir.Acaba her zaman doğruyu söylemeyen veya eksik söyleyen şahide ceza verebilir miyiz? Kanun yemin ettirerek şahit dinlemeğe izinli olanlar önünde " şahadet ederken yalan söyleyen veya gerçeği inkar,veya sorguya çekildiği konuda bilgisini az veya çok sağlayanı (TCK. 286) cezalandırır.Fakat bunu için her şeyden evvel cümrün sınıfına giren bu şuçun kasten işlenmiş olması lazımdır.Kasten yalan söyleyen veya gerçeği gizleyene "yalancı şahit" diyoruz.Halbuki şahitlerin büyük bir kısmı yalanı kasten söylemez.Yanılarak veya ihmal ederek,bilmeyerek yalan söyler.Sonuç olarak bu kasıtsız yalancı şahitler cezasız kalır.Bu cezasız kalmanın büyük bir önemi olmazsa da samimi yalancıların sözlerine inanarak hüküm veren hakimin manevi mes'uliyet çok büyüktür. Hakimin görevi şahit dinlemek değil,aynı zamanda şahidin sözlerindeki doğruyu,yalanı,yanlışı kestirebilmektir.O halde yalan nedir? Genellikle yalanın kabul edilen tanımı şudur:"Gerçeğin kasten değiştirilmesi".

Halen doğru şahadet etmek için uygulanan teknik faydasız,hatta zararlıdır.Bu teknik,şahidin insani veya ilahi bir ceza tehdidi altında tutmak suretiyle doğru söyleceği ümidine dayanır. Halbuki her şey şahidin "ahlaki vicdan"'ına dayanır.Sorgunun tehditli,merasimli havasından en çok etkilenenler bu ahlaki vicdana sahip olan şahitlerdir."Ahlaktan yoksun şahit"'in veya "ahlak dışı şahit"'in bu teknikle etkialtında tutulabileceği zannolmamalidır. Bu açıdan düşünen bazı yazarlar "şahit yemini"ni lüzumsuz saymaktadır.

Yalan çeşitleri:

Yalan çok çeşitlidir. Başlıca şunlardır:

a) Ani yalanlar, tasarlanmış yalanlar: Ani yalan hazılanmayan yani hazırlık devresinden geçmeksizin söylenilen yalandır. Tasarlanmış yalanlarda ise, yalan kastı, yalnız yalanı yaratamaz, yalan söylemek fırsatını da doğurur. Halbuki ani yalanlarda fırsat kendili ğinden ortaya çıkmıştır. Şahısta yalan söylemek ihtiyacını -bir dereceye kadar- bu fırsat yaratır "Mitomanlar (yalancılar), belli bir sebep olmaksızın sık sık yalan söyleyen kimselerdir. Ya mevcut hadiseleri degiştirirler veya tamamen yeni, olmadık olaylar uydurup anlatırlar. Cocukta bir aşağılık duygusunun onarılması şeklinde ortaya çıkması dikkati çeker. Bir yalan da ima bir diğerine yol açar. Burada şahsın kendisinin bunların yalan olduğunu bilmesi ve hikayelerin hiçbir zaman gerçek hezeyan halini almaması önemlidir. Bu gurupta gözden geçirilen psikopatların dış görünüşleri ve uyandırdıkları ilk izlenim genellikle çok iyidir. Sevimlidirler, güzel konuşurlar, genel bilgileri geniştir. Zekalan normal, hatta normal seviyenin bile üsttündedir. Dolandırıcılar da bu gurupta toplanırlar. Yaptıkları iş birer "geçim vasıtası" olmaktan çok öte, adeta iftiharla anlatılan birer macera, birer kahramanlık hikayesi halini alır.

b) Mübalağa yalanları: Bunlar gerçeğin tam olarak değiştirilmesi değildir. Belki de sözün daha fazla tesir etmesini temin etmek için ayrıntı niteliğinde olan özelliklerin esas unsurun aleyhine olarak abartılmasıdır.

c) Heyecan ihtiyacının doğurduğu yalanlar: Can sıkıntısı, bezginlik heyecan ihtiyacının tatmin edilmemesinden doğar. Heyecan ihtiyacı duymayan kimsede can sıkıntısı da mevcut olmaz. Heyecan ihtiyacmı, insanın hayal gücü, genellikle kendi kendine tatmin eder. Eğer şahıs gerçek heyecanı kendi iç hayatında yaşatmazsa bunu dış alemde arar.

ç) ihmal yalanları: Bunlar genelde telkin edici sorulara anlamı ve neticesi düşünülmeden verilen cevaplarda kendini gösterir. Bu tür şahitleri vazifesini ihmal edenlere benzetebilirsiniz.

d) ihtiras yalanları: Şahit kuvvetli bir ihtirasın tesiri altında, yaptığının fenalığı hakkında açık bir fikri olmaksızın gerçeği değiştirir.

e) Hayalgücü yalanları: Hayal gücü aşırı derecede olan şahitlerin gerçeğe hayali ilavelerde bulunması durumuna genelde rastlanır.

f) Tabii yalan: İyi görmemek ve işitmemekten doğan boşluklan hayali unsurlarla doldurmak, hadise ile şahadet zaman arasında süre geçmesinden doğan bellek noksanları, unutmalar, unutulmuş noktaların şahadet esnasında da tamamlanması ile buna benzer fakat derecesi değişen ve her şahitte bulunan kusurlar tabii yalanlan teşkil eder.

Mithatpaşa Cad. No:66/6      Tel: 0312-419 38 65      Fax: 0312-419 76 25